YARGITAY BÜYÜK GENEL KURUL 2017/1E. 2018/2K. SAYILI 28/02/2018 tarihli ''Özel Ögretim Kurumları Kanununa tabi olarak süreli sözlesme ile çalısan ögretmenler ile birden fazla süreli sözlesme yapılması halinde, bu sözlesmelerin süresiz sözlesmeye dönüp dönmedigi konusunda'' içtihadı birlestirme kararı ile yapılan derleme dogrultusunda ÖZEL ÖGRETIM KURUMLARI VE PERSONELI HAKKINDA YASAL DÜZENLEMELER
5580 sayılı Kanun'un 2.maddesinde, kanun kapsamında yer alan özel öğretim kurumları tanımlanmıştır. Buna göre; kurum; okul öncesi eğitim, ilköğretim, ortaöğretim, özel eğitim okulları ile çeşitli kursları, özel öğretim kurslarını, uzaktan öğretim yapan kuruluşları, motorlu taşıt sürücüleri kursları, hizmet içi eğitim merkezleri, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri, sosyal etkinlik merkezleri ile benzeri özel öğretim kurumlarını ifade etmektedir.
Aynı maddenin ilgili bentlerinde tanımı yapılan kurumlardan bazıları şunlardır:
Okul: özel eğitim, okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve ortaöğretim ile Bakanlıkça dönüşüm programına alınan kurumlardan 2018-2019 eğitim-öğretim yılının sonuna kadar faaliyetleri devam eden ortaöğretim özel okulları,
Çeşitli kurslar: kişilerin sosyal, sanatsal, sportif, kültürel ve mesleki alanlarda bilgi, beceri, dil, yetenek ve deneyimlerini geliştirmek, isteklerine göre serbest zamanlarını değerlendirmek amacıyla faaliyet gösteren özel öğretim kurumlarını;
Özel eğitim okulu: özel eğitim gerektiren bireylere hizmet veren, özel olarak yetiştirilmiş personelin bulunduğu, geliştirilmiş eğitim programlarının uygulandığı özel öğretim kurumunu;
Motorlu taşıt sürücüleri kursu: motorlu taşıt sürücüsünü yetiştirerek sınav sonucu sertifika veren ve trafikle ilgili eğitim-öğretim yaptıran özel öğretim kurumlarını;
Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezi: özel eğitim gerektiren bireylerin konuşma ve dil gelişim güçlüğü, ses bozuklukları, zihinsel, fiziksel, duyusal, sosyal, duygusal veya davranış problemlerini ortadan kaldırmak ya da etkilerini en az seviyeye indirmek, yeteneklerini yeniden en üst seviyeye çıkarmak, temel öz bakım becerilerini ve bağımsız yaşam becerilerini geliştirmek ve topluma uyumlarını sağlamak amacıyla faaliyet gösteren özel öğretim kurumlarını;
Uzaktan öğretim kurumu: çeşitli nedenlerle öğrenimlerini sürdüremeyenlere her türlü iletişim araçları ile eğitim öğretim yapan kurumları;
Özel öğretim kursu: kişilerin, Bakanlıkça belirlenmiş bilim gruplarına uygun eğitim ortamlarında, öğrenim seviyelerine, ilgi ve isteklerine uygun öğretim programları doğrultusunda, bilgi, beceri, yetenek ve deneyimlerini geliştirdiği, serbest zamanlarını değerlendirdiği bir bilim grubunda eğitim veren kurumları;
Sosyal etkinlik merkezi: il milli eğitim müdürlükleri ile belediyeler arasında yapılan ve Bakanlıkça onaylanan ortak işbirliği protokolleri çerçevesinde, Bakanlığın verdiği işyeri açma ve çalışma ruhsatı ile belediyelerce açılan ve işletilen, ilköğretim ve/veya ortaöğretim öğrencilerinin ödev ve projelerine ilişkin araştırmalar yaptığı, öğrencilerin ilgi, istek ve yetenekleri doğrultusunda sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif faaliyetlerin yürütüldüğü özel öğretim kurumları olarak tanımlanmıştır.
5580 sayılı Kanunun kurumlarda çalıştırılacak personel başlıklı 8.maddesinde,
Kurumların eğitim-öğretim ve yönetim hizmetlerinin, asıl görevi bu kurumlarda olan yönetici ve eğitim-öğretim elemanları ile yürütülmesinin esas olduğu,
Kurumların müdürlerinin, kurucu/kurucu temsilcisi tarafından; diğer yönetici ve öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticilerin ise müdürlerince seçileceği ve
Personel çalışma izinlerinin valiliğin iznine sunulacağı; valiliğin izni alınmadan müdür ile diğer yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticilerin işe başlatılmayacağı; gerekli şartları taşıyan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticiler için valilikçe çalışma izni düzenleneceği; çalışma izninin iptalinin yine valilikçe yapılacağı düzenlenmiştir.
Personelin özlük hakları ve sorumluluklarını düzenleyen 9.maddesinde,
Kurumlarda çalışan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticiler ile kurucu veya kurucu temsilcisi arasında yapılacak iş sözleşmesinin en az bir takvim yılı süreli olmak üzere yönetmelikte belirtilen esaslara göre yazılı olarak yapılacağı;
Mazeretleri nedeniyle kurumdan ayrılan öğretmen ve öğreticilerin yerine alınacak olanlar ile devredilen kurumların yönetici, öğretmen ve öğreticileri ile bir yıldan daha az bir süre için de iş sözleşmesi yapılabileceği açıkça belirtilmiştir.
5580 sayılı Kanun'un 9/4.maddesinde,
Kurumlarda görev yapan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticilerin bu kanun hükümleri saklı kalmak kaydıyla,
Sosyal güvenlik ve özlük hakları yönünden 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu (5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu) ile 4857 sayılı İş Kanunu'na tabi oldukları belirtilmiştir.
5580 sayılı Kanun uyarınca çıkarılan Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği'nin 26.maddesinde kurumlarda çalıştırılacak personelin görevlendirilmesi düzenlenmiş olup,
Kurum müdürlüğünce, çalışma izni verilmesi istenen eğitim personelinin ve diğer personelin bu izne esas olan belgelerini eksiksiz olarak tamamlamak suretiyle evrakı kurumun doğrudan bağlı bulunduğu milli eğitim müdürlüğüne teslim edileceği,
Nitelik ve şartları uygun bulunanlara müracaattan itibaren on gün içinde çalışma izninin valilikçe düzenleneceği,
Valilikten çalışma izni alınmadan personelin işe başlatılmayacağı;
Okullarda görevli öğretmenler ile uzman öğreticilerin haftada en fazla aylık karşılığı 20 saat, ders saati ücretli 20 saat olmak üzere toplam 40 saate kadar ders okutabileceği belirtilmiş, devamında okul öncesi eğitim kurumlarında, okul dışındaki kurumlarda görevli eğitim personeli ile okullarda görevli yöneticilerin okutabileceği ders saati de düzenlenmiştir.
Yönetmeliğin 27.maddesi ile de çalışma izinlerinin uzatılması düzenlenmiş olup,
Kurum müdürünce eğitim personelinden görevine devam edeceklerin listesi ile birlikte yeniden düzenlenen sözleşmeleri, önceki sözleşmenin bitim tarihinden en geç otuz gün önce çalışma izinlerinin uzatılma onayı toplu alınmak üzere milli eğitim müdürlüklerine verileceği,
Milli eğitim müdürlüklerince kurum ve eğitim personelinin mağduriyetine meydan verilmeyecek şekilde eski sözleşmenin bitim tarihinde çalışma izinlerinin uzatılma onayı verileceği ifade edilmiştir.
Yönetmeliğin 43.maddesinde özel öğretim kurumları personeli ile yapılacak sözleşmenin nasıl düzenleneceği belirtilmiş olup,
4857 sayılı İş Kanunu hükümlerine göre kurucu veya kurucu temsilcileri ile eğitim personeli arasındaki iş sözleşmelerinin, Yönetmeliğin ekinde yer alan sözleşme formu esas alınarak en az bir yıl süreli olmak üzere üç nüsha olarak düzenlenip taraflarca imzalanacağı,
Bu sözleşmelerin bir nüshasının çalışma izni düzenlenmek üzere ilgili mercide, bir nüshasının kurucu veya kurucu temsilcisinde kalacağı, diğer nüshanın ise sözleşmeye taraf olan personele verileceği,
Ancak mazeretleri nedeniyle dönem içerisinde görevlerinden ayrılanların yerine görevlendirilecek eğitim personeli ile devredilen kurumlarda devredilmeden önce görev yapan eğitim personeli, ders saati ücretli olarak görevlendirilecek eğitim personeli ile bir yıldan daha az süreli de iş sözleşmesi yapılabileceği belirtilmiştir.
Ayrıca sözleşmenin başlangıç tarihinin çalışma izninin verildiği tarih olduğu, bu tarihi takip eden otuz gün içinde de göreve başlama tarihinin belirlenebileceği ifade edildikten sonra 20.06.2017 tarihinde eklenen 8. fıkrasında da İŞKUR tarafından görevlendirilen personel ile bir yıldan daha az süreli sözleşme yapılabileceği düzenlenmiştir.
Yönetmeliğin 44.maddesinde ise personelin işten ayrılması ile ilgili düzenleme yapılmıştır. Buna göre;
Sözleşme süresi sona erenler, 4857 sayılı İş Kanunu hükümlerine göre sözleşmeleri karşılıklı veya tek taraflı feshedilenler ve sözleşme süresi sona ermeden aynı Kanunun ilgili hükümleriyle belirlenen süreler içinde bu isteğini diğer tarafa yazılı olarak bildirenlere valilikçe görevden ayrılış onayı düzenleneceği,
Sözleşme süresi sona erenler ile farklı unvanda/görevde/branşta sözleşmesi yenilenenler hariç olmak üzere ayrılış onayı düzenlenenlere altı ay geçmeden aynı kurumda görev verilemeyeceği;
Çeşitli sebeplerle örgün eğitim kurumlarında ders yılı içinde, diğer kurumlarda dönem içinde görevinden ayrılmasıyla eğitim ve öğretim faaliyetlerini aksatacak olan eğitim personelinin yerine, on gün içinde kurum yönetimince görevlendirilmek üzere eğitim personelinin teklifi yapılacağı ve ilgili merci tarafından da on gün içinde çalışma izni düzenleneceği,
Ancak rehber öğretmenin görevinden ayrılması durumunda yirmi gün içinde kurum yönetimince görevlendirilmek üzere bir rehber öğretmenin görevlendirme teklifi yapılacağı ve ilgili merci tarafından da on gün içinde çalışma izni düzenleneceği,
Zorunlu sebeplerle müdürlüğün boşalması halinde kurucunun teklifi de dikkate alınarak yeni müdür teklifi yapılıncaya kadar kurumda müdürlük veya müdür yardımcılığı yapma nitelik ve şartlarına haiz biri, valilikçe müdürlüğe vekaleten görevlendirileceği, vekalet süresinin üç aydan fazla olamayacağı ve bu sürenin uzatılamayacağı gibi
Vekaleten görevlendirilenler, vekalet ettikleri personelin haftada girebileceği ders saati kadar derse girebilecekleri, görevinden ayrılan eğitim personelinin görevlerinden ayrılışı ile kurumdan ayrılmak isteyenlerin müracaatları en geç beş iş günü içerisinde kurum yetkilisi tarafından doğrudan bağlı bulunduğu milli eğitim müdürlüğüne bildirileceği,
İlgililerin ayrılış sebeplerine uygun olarak valilikten yedi iş günü içinde ayrılış onaylarının alınacağı, görevinden ayrılan personelin durumunu milli eğitim müdürlüğüne bildirmeyen kurum yetkilileri hakkında yasal işlem yapılacağı belirtilmiştir.
Bu hükümlere aykırı olarak görevinden ayrılanlara bir yıl süre ile kurumlarda görev verilmeyeceği de maddenin son fıkrasında düzenlenmiştir.
Yönetmeliğin 45.maddesinde ise,
Kurumlarda görevli eğitim personelinin özlük dosyasının, milli eğitim müdürlüklerince tutulacağı,
Görevinden ayrılarak başka bir kurumda görev alan eğitim personelinin özlük dosyasının, önceki görev yaptığı milli eğitim müdürlüğünden bir ay içerisinde isteneceği öngörülmüştür.
YASAL DÜZENLEMELER DOĞRULTUSUNDA ÖZEL ÖĞRETİM KURUMLARINDA ÇALIŞAN YÖNETİCİ, ÖĞRETMEN, UZMAN ÖĞRETİCİ VE USTA ÖĞRETİCİLERİN BAZI İŞÇİLİK HAK VE ALACAKLARI HAKKINDA AÇIKLAMALAR
Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinin 26. Maddesinin ilgili fıkralarında:
''Okullarda görevli öğretmenler ile uzman öğreticiler haftada en fazla aylık karşılığı 20 saat, ders saati ücretli 20 saat olmak üzere toplam 40 saate kadar ders okutabileceği,
Okullar dışındaki kurumlarda eğitim personeli haftada en fazla 40 saate kadar ders okutabileceği,
Sosyal etkinlik merkezlerinde ise asıl görevli aylık ücretli görevlendirilen eğitim personelinin çalışma süresi haftalık azami 40 faaliyet saati olup hangi gün ve saatlerde çalışacağı kurum yönetimince belirleneceği '' düzenleme altına alınmıştır.
Yine Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinin 43. Maddesinin ilgili fıkralarında:
'' 4857 sayılı İş Kanununun hükümlerine göre kurucu veya kurucu temsilcileri ile eğitim personeli arasındaki iş sözleşmeleri, bu Yönetmeliğin ekinde yer alan sözleşme formu (EK-5) esas alınarak en az bir yıl süreli olmak üzere üç nüsha düzenlenir ve taraflarca imzalanır,
Sözleşmelerde, ilgilinin ihtiyari veya mecburi sosyal sigorta bağlantılı yardımlardan faydalanma imkanlarını kısıtlayıcı, tehlikeye düşürücü, mevzuata aykırı düşecek şekilde özlük haklarını zedeleyici hükümler bulunamaz.
Sosyal yardım kapsamındaki ek ödemeler, bütçe kanunlarıyla resmi okul öğretmen ve personeline sağlanan haklara denk olarak okul öğretmenlerine ve personeline de ödenir. Sosyal yardım kapsamındaki ek ödemelerden gelir vergisi kesilmez.
Kurumlardaki ek ders ücreti, resmi okullar için tespit edilen miktardan az olamaz. Ancak, resmi okul ve kurumlardan ücretli olarak görevlendirilenlere verilecek ek ders ücreti miktarı, resmi okullar için tespit edilen ek ders ücretinin iki katını geçemez.'' düzenlemeleri bulunmaktadır.
Asıl görevli aylık ücretli eğitim personeli aylığı karşılığı haftada okutmakla yükümlü olduğu derslerin dışında ücretli ders okutuyorsa, okutulan bu dersler için ödenecek aylık ücret de aynı yoldan hesaplanması gerekmektedir.
Ders saati ücretli olarak görev alan eğitim personelinin aylık ders saati ücreti; bir ay zarfında okuttuğu ders saati sayısının, bu sözleşmede bir ders saati karşılığı gösterilen ders saati ücreti ile çarpımından elde edilen miktardır.
Bilindiği üzere kıdem tazminatı, işçinin çeşitli sebeplerden dolayı işinden ayrılırken işveren tarafından 4857 sayılı İş Kanunu gereğince ödenmek zorunda olan bir tazminat şeklidir. Kıdem tazminatı hak kazanabilmek için; işçinin haklı nedenle iş akdini feshetmesi, işçinin iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı ve geçerli bir neden olmaksızın feshedilmesi, veya işçinin kanunda belirtilen diğer nedenlerle iş ilişkisinin son bulmuş olması gerekmektedir. Kıdem tazminatının hesabında, işçinin iş yerinde son aldığı giydirilmiş brüt ücret dikkate alınır. Giydirilmiş brüt ücret, çıplak ücret, ücret benzeri sürekli yapılan ödemeler, toplu iş sözleşmesi zam farkları ve sosyal yardımlardan (yemek, yolluk vs.) den oluşur.
Özel okul öğretmenleri ile yapılan belirli süreli iş sözleşmelerinin zincirleme yapılması halinde sözleşmenin belirsiz süreli iş sözleşmesine dönüp dönmeyeceği hususunda farklı içtihatlar bulunmaktaydı. Ancak YARGITAY BÜYÜK GENEL KURUL 2017/1E. 2018/2K. SAYILI 28/02/2018 tarihli ''Özel Öğretim Kurumları Kanununa tabi olarak süreli sözleşme ile çalışan öğretmenler ile birden fazla süreli sözleşme yapılması halinde, bu sözleşmelerin süresiz sözleşmeye dönüp dönmediği konusunda'' içtihadı birleştirme kararı ile 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu'nun 9'uncu maddesinde belirtilen iş sözleşmesinin niteliğinin belirli süreli iş sözleşmesi olduğu , kanunda öngörülen bu durumda 4857 sayılı İş Kanunu'nun 11 'inci maddesinde belirtilen objektif koşulun gerçekleştiğinin kabul edilmesi gerektiği, kanun hükmünün sözleşmenin belirli süreli yapılması zorunluluğunu öngördüğü durumda objektif koşulların varlığı aranmayacağı ve kanun hükmü ile sözleşmenin belirli süreli yapılması gereken hallerde belirli süreli sözleşmenin zincirleme yapılmasının sözleşmenin belirli süreli olma niteliğini ortadan kaldırmayacağını vurgulanarak 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu'nun 9'uncu maddesinde belirtilen sözleşmenin belirli süreli iş sözleşmesi olduğu sonucuna varılmıştır.
Kıdem tazminatı yönünden, halen yürürlükte olan ve kıdem tazminatını düzenleyen 1475 sayılı İş Kanununun 14. maddesinde "Bu Kanuna tabi işçilerin hizmet akitlerinin..." cümlesi ile iş sözleşmesinin belirli ya da belirsiz süreli olmasının kıdem tazminatına hak kazanma açısından önemli olmadığı belirtilmiştir. Burada önemli olan fesih iradesinin kim tarafından ortaya konulduğu ve kıdem tazminatına hak kazanma koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğidir. Ancak belirli süreli iş sözleşmesinin sona ermesinden önce taraflardan biri yenilememe iradesini ortaya koymuş ise burada yenilemeyen tarafın iradesine göre kıdem tazminatına hak kazanılıp kazanılamayacağı araştırılmalıdır. Örnek olarak İşveren yenilememe iradesini göstermiş ve haklı nedene dayanmıyor ise bir yıllık kıdem koşulu gerçekleştiği takdirde kıdem tazminatının ödenmesi gerekir.
Özel Öğretim Kurumları Kanununa tabi olarak süreli sözleşme ile çalışan eğitim personelinin sözleşmeleri belirli süreli iş sözleşmesi sayıldığından, eğitim personelinin ihbar tazminatı hakkı bulunmamaktadır.
Bilindiği üzere Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinin 26. Maddesinin ilgili fıkralarında:
''Okullarda görevli öğretmenler ile uzman öğreticiler haftada en fazla aylık karşılığı 20 saat, ders saati ücretli 20 saat olmak üzere toplam 40 saate kadar ders okutabileceği,
Okullar dışındaki kurumlarda eğitim personeli haftada en fazla 40 saate kadar ders okutabileceği,
Sosyal etkinlik merkezlerinde ise asıl görevli aylık ücretli görevlendirilen eğitim personelinin çalışma süresi haftalık azami 40 faaliyet saati olup hangi gün ve saatlerde çalışacağı kurum yönetimince belirleneceği '' düzenleme altına alınmıştır.
Ders saat ücreti üzerinden çalışan bir öğretmenin çalışma süresi belirlenirken çalışanın iş yerine giriş ve çıkış saatleri değil, girdiği ders saati dikkate alınır. Öncelikle bu şekilde çalışan öğretmenin fazla mesai ücreti hesaplanırken sözleşme gereğince belirlenen ders saatinin üzerinde derse girip girmediğinin tespitinin yapılması gerekir. Eğer sözleşme gereğince belirlenen ders saati üzerinde bir çalışma varsa bu çalışmaların fazla mesai olarak değil de ek ders olarak nitelendirilip buna ilişkin ödemelerin ders saati ücreti olarak hesaplanıp ödenmesi gerektiği yönünde yargı içtihatları bulunmaktadır.
Yargıtay Yedinci Hukuk Dairesi 2014/14820 E., 2014/21138 K. Sayılı kararı:
"...Öncelikle davacının öğretmen olması nedeniyle ders ya da ek ders (etüd, birebir öğrenci çalışması, soru çözme vs) dışında davacının davalı işyeri olan dershanede bulunmasını gerektirecek bir neden söz konusu değildir. Davacının bu durumlar dışında davalı işyerinde bulunması, onun fazla çalışma yaptığını göstermeyecektir. Davacının yaptığı işin niteliği gereği sözleşmede yazılı ders saatlerinden daha fazla ders verdiğinin belirlenmesi halinde karşılığı ders ücretleri olarak talep edilebilir. Bununla birlikte iş sözleşmesi ile 5580 sayılı Yasa uyarınca davacının dershanede ders vermeden ya da birebir öğrenci çalışması ya da ek ders/etüd/soru çözme şeklinde çalışılmaksızın bulunması mümkün olmadığından ve bu yönde işverenden sadır bir talimat da bulunduğu ispatlanamadığından davacının fazla çalışma alacağının reddi gerekmektedir..."
Yargıtay Dokuzuncu Hukuk Dairesi 2015/11468 E.., 2018/7400 K. Sayılı kararı:
"...Her ne kadar yerel mahkemece, davacının haftalık 12 saat fazla mesai yaptığı kabulü ile sonuca gidilmiş ise de, dosyadaki bilgi ve belgeler ile tanık beyanları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacının haftanın 6 günü 08.00-19.00 saatlari arası çalıştığı ve günde 10 saat derse girdiği, ders araları ve öğle arası dinlenmeleri dikkate alındığında haftalık 6 saat fazla mesai yaptığı anlaşıldığından fazla mesai ücreti alacağının buna göre hesaplanıp hüküm altına alınması gerekmektedir..."
Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinin Yıllık çalışma takvimi ve çalışma saatleri başlıklı 10. Maddesinin ilgili fıkrasında;
''Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunda belirlenen genel tatil günlerinde eğitim ve öğretim yapılamayacağı'' düzenleme altında alınmıştır. Ancak bu düzenlemeye rağmen UBGT günlerinde çalışmanın yapılması ve bu çalışmaların ispatı halinde eğitim personeli UBGT alacağına hak kazanacaktır.
Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları yönetmeliğinin 68. Maddesinde ''bu yönetmelikte yer almayan hususlarda, resmi benzeri kurumların tabi olduğu mevzuat hükümlerinin uygulanacağı'' düzenleme altına alınmıştır. Yönetmeliğin atfıyla Millî Eğitim Bakanlığı İzin Yönergesinin 7. Maddesinin ilgili fıkralarında;
''Öğretmen dışındaki memurlar, kendilerine ikinci görev olarak okul/kurum yöneticiliği verilenler ve yüz yüze eğitim yapılmayan eğitim kurumlarında görevli öğretmenlerden hizmet süresi bir yıldan on yıla kadar olan(on yıl dahil) olanların yıllık izin süreleri yirmi gün, on yıldan fazla olanların ise otuz gün olduğu,
Öğretmenler yaz ve dinlenme tatillerinde izinli sayılırlar. Bunlara ayrıca yıllık izin verilmeyeceği'' düzenleme altına alınmıştır.
Yargıtay Dokuzuncu Hukuk Dairesi 2016/9896 E. , 2019/21403 K. Sayılı kararında:
'' ...Davacı vekili yazın dershanede derslerin bitmesi halinde davacının yayıncılık işi yaptığını iddia etmiş ise de davacının yaz tatillerinde çalışmasının aynen devam ettiği yolunda tanık beyanlarında açıklık olmadığı gibi bu husus tanıklara sorulmamıştır. Davacıda yaz tatillerinde çalıştığına dair belge sunmamıştır. Mahkemece yapılacak iş; davacının yaz tatillerinde işveren emrinde çalışmaya devam edip etmediği hususu netleştirilerek gerekirse tanıklar sadece bu konuda dinlenilerek yaz tatillerinde çalışma var ise talebi kabul etmek, çalışma yapılmamış ise, izin ücreti alacağının çalışılmayan yıllar açısından reddetmektir...''
Bu açıklamalar ışığında özel öğretim kurumunun yaz ve sömestr tatillerinde kapalı olup olmadığı, bu dönemlerde kurumun açık olması halinde eğitim personelinin işveren emrinde çalışmaya devam edip etmediği hususlarının tespit edilmesi ve bu dönemlerde çalışma var ise yıllık ücretli izin alacağına hak kazandığı , çalışma yapılmamış ise bu ücrete hak kazanamadığının kabulü gerekir.
Belirli süreli iş sözleşmesinin işveren tarafından herhangi bir haklı neden olmaksızın süresinden önce feshedilmesi halinde işçi bakiye sözleşme süresince alması gereken ücrete hak kazanacaktır.
Bakiye süre ücret alacağı hesabında dikkate alınması gereken ücretin çıplak ücret mi yoksa giydirilmiş ücret mi olacağı noktasında tartışmalar bulunsa da, baskın ve kabul edilen görüş bahse konu ücretin giydirilmiş ücret(Çalışana verilen aylık çıplak ücrete, süreklilik gösteren; ikramiye, prim, yol, yemek, yakacak yardımı vb. ödemelerin eklenmesiyle bulunan ücrettir.) olarak dikkate alınması gerektiği yönündedir.
Bakiye süre ücreti hesaplanırken işçinin iş yapmadığından dolayı tasarruf ettiği veya diğer bir iş ile kazandığı ve kazanmaktan kasten feragat eylediği şeyler ise söz konusu ücretten mahsup edilmelidir.